

Discover more from bülten
Gurur
Benim en çok gurur duyduğum şeylerle, insanların benimle gurur duyma sebeplerinin hiç örtüşmediği bir dünyada, kimin gururu esas sayılır? Gurur da onay, kimlik ya da sınırlar gibi beyana mı bağlıdır?
Okuma süresi: 4 dakika. Rayka’nın sesinden dinlemek için başlat tuşuna basın.
Yıl 2018. Henüz yeni çalışmaya başladığım iş arkadaşımla eğitim vermek için gittiğim bir okuldan dönüyoruz. Dönüp bana “Boş zamanlarında ne yaparsın?” diye sordu.
Kalakaldım. Ben hariç herkesin bildiği bir sırrı ilk defa duyuyor gibiydim…
İnsanların boş zamanları mı var? Zaman dediğin boş kalmaz ki!
“Iıııı şey, ben işimi çok seviyorum, genelde de hep çalışmak istiyorum. Yani, yazıyorum, çiziyorum, okuyorum, üretiyorum.”
Çevirisi: İşkolik ya da asosyal değilmişim gibi çek pampa! :)
İşimle, işime aşkımla ve ürettiklerimle gurur duysam da, boş zamanlarımda daha ‘cool’ bir şey yapmadığım için biraz utanmıştım. O zaman, bu zaman da kendime bir hobi arayışındayım.
Hobi dediğin nedir?
Resim çizmek mi? Çiziyorum. Ama cinsellikle ilgili çizmeyi seviyorum.
Kitap okumak mı? Okuyorum. Onu da genellikle cinsellikle ilgili konularda yapmayı seviyorum.
Bir kursa gitmek mi? Gidiyorum. Onu da sağlık iletişimi ve tasarım üzerine alıyorum. Evet, bildiniz. Bunları da mesleğimin bir yerinde kullanıyorum.
Bu hobinin hobiliği, mesleğe iliştirilince düşüyor mu hocam?
Az daha düşün kurban olam, bak çıkacak bir şey hissediyorum.
Belgesel izlemek.
Heh! Onu cinsellikle ilgili değil, doğa ve vahşi yaşam ile ilgili konularda izlemeyi seviyorum. Hatta özellikle cinsellikle ilgili izlemeyi sevmiyorum. İş gibi geliyor. Bingo! Bulduk. Demek ki oyun oynamaya alanım ve isteğim varmış.
Başka?
Seyahat etmek hobi sayılıyor mu?
Dur galiba bir tane daha bulduk. İş için seyahat etmeyi sevmiyorum. Tamam. Ama dur, pandemiden beri yatak odası-oturma odası-tuvalet arası seyahatler dışından bir seyahat etmedim. O da sayılmaz heralde.
Ben kendime bir uçak bileti alayım en iyisi…
Ben neyle gurur duyuyorum?
Biraz önce işimle ve işime aşkımla gurur duyduğumu söylemiştim ya, bunlarla el alem gurur duyduğu için mi, yoksa gerçekten ben öyle hissettiğim için mi gurur duyduğuma karar veremiyorum.
Ben neyle gurur duyuyorum?
Gurur duymak da üretmek gibi toksik yerlere varabilen bir şey mi? Yani illa bir insanın kendiyle ya da mesleği ve üretimleriyle gurur duyması mı gerekir? Ya da en çok bunlarla mı gurur duymalıdır? Asıl gurur duyulduğunda bir anlamı olan bunlar mıdır? Çocukken akademik başarımızla gurur duyurulurdu. Bu yetişkinlikte kariyere mi evrildi? Bu kuralları kim uydurdu kardeşim?
Mesela insanlar şu şeylerle bence mesleklerinden daha çok gurur duyabilir sanki:
Çocuğumu ilk 2 yılında kafa üstü düşürmedim,
Partnerimin orgazm deneyimlemesine özen gösterdim,
Bayram ziyaretinde her bokuma laf eden dedeme kibarca ‘benim hayatım benim kararım’ dedim,
Onayı ilişkilerimde bol bol uyguladım,
Bu sabah yataktan kalkabildim,
Yeni bir dil öğrenmeye başladım,
Göç ettim,
İstifamı bastım,
Ailemi doyurabildim,
İyi bir babayım,
Elimden geleni yaptım,
Et yemeyi bıraktım,
Arkadaşımdan özür diledim,
Bebek doğurdum,
Bebek doğurmama kararı aldım,
Kocamın soyadı yerine kendi soyadımı tutmak için dava açtım (neyse ki bu artık gerekmeyecek, vatana millete, ve en çok da soyadını tutmak için savaşanlara hayırlı olsun!)
Benim en çok gurur duyduğum şeylerle, insanların benimle gurur duyma sebeplerinin hiç örtüşmediği bir dünyada, kimin gururu esas sayılır? Gurur da onay, kimlik ya da sınırlar gibi beyana mı bağlıdır?
Peki ben neyle gurur duyuyorum?
Gezdiğim ülkelerle.
30 yaşımdan önce 30 ülke hedefime ulaşmamla. Gittiğim ülkelerde gerçekten anda kalarak, merakla, öğrenerek, eğlenerek vakit geçirebilmemle…
Bir de gittiğim konserlerle.
Çocukluk aşkım Aerosmith’i, Jethro Tull’ı, Santana’yı ve Bob Dylan’ı, Earth Wind and Fire’ı canlı canlı izleyebilmemle... Hala konser biletlerimi saklıyorum. Yeni e-biletlerden tiksiniyorum :)

Tamam işte. Bunlar benin hobilerim. Ama bunlar aynı zamanda hayatı yaşama biçimim.
Ya ben yaptıklarımı, yaşadıklarımı, isteklerimi ve hayallerimi kariyer, hobiler, özel yaşam gibi kutulara sıkıştıramıyorsam? Sıkıştırmak istemiyorsam? Ya benim sadece tek bir kutum varsa? Ya da çok kutum varsa? Kutularım başkalarınınkine benzemiyorsa?
Kutular bize ne zaman iyi gelmişti ki, şimdi gelecekti…
O halde kadehimi kutulara sıkışmayan hayatlara kaldırıyorum.
Konserlere gidebildiğimiz yarınlara. Taksimde kız kıza gezebildiğimiz o geçmişteki ama çok da uzakta olmayan günlere. Olduğumuz kişiyle gurur duymaya, gurur duyacağımız hayaller kurmaya…
Çok az kaldı.
Sevgiyle ve dayanışmayla,
Rayka
Benden kısa kısa
📦 Uzmanlığımı, deneyimlerim ve çizgilerimle birleştirdiğim, çocuk ve gençlerin cinsellik eğitimiyle ilgili yeni projem nasıl konuşurum?’un ikinci e-yayını 6 Mayıs Cumartesi çıkıyor. Buradan kayıt olabilirsiniz.
📦 YouTube kanalıma yeni videolar geldi ve gelmeye de devam ediyor. Üye olup bildirimleri açmayı unutmayın. İzlemek için görsellere tıklayabilirsiniz.
📦 Stokları biten Regl Kitabı ve Hoş Geldim’in stokları yenilendi.
📦 müstehcen mecmua Aposto’dan çıkan yeni yayınımız. 4. sayısı dün yayınlandı.
sayı: afet ve cinsel sağlık - oku
sayı: kesişimsellik ve regl - oku
sayı: ayrıcalık ve güç - oku
sayı: erkeklik ve kurmaca - oku
Gurur
Yine harika bir yazı olmuş emeğinize kaleminize sağlık.